İngilizcede Geçmiş Zaman
Geçmişte biten, tamamlanan eylem ya da durumlar için kullanılan bu zaman, yapı olarak geniş zamana oldukça benzemektedir. Bu zamanda da ''Olmak (to be)'' fiili ve iş-hareket bildiren fiiller ayrı olarak ele alınmaktadır.
Geçmiş Zamanda Olmak (to be) Fiili
Geniş zamanda üç farklı hal ile karşımıza çıkan ''Olmak (to be)'' fiili, geçmiş zamanda iki hali ile kullanılmaktadır: ''was'' ve ''were''. Aşağıdaki tabloda bu hallerin birlikte kullanıldığı özneleri görebilirsiniz:
Was | Were |
---|---|
I, He/She/It | You, We, They |
Cümle yapılarında ''Olmak (to be)'' fiilinin söz dizimindeki yeri geniş zamandaki haliyle aynıdır.
Olumlu (Affirmative) | Olumsuz (Negative) | Soru (Interrogative) |
---|---|---|
I was a student. Ben bir öğrenciydim. |
I was not a student. Ben bir öğrenci değildim. |
Was I a student? Ben bir öğrenci miydim? |
You were a student. Sen bir öğrenciydin. |
You were not a student. Sen bir öğrenci değildin. |
Were you a student? Sen bir öğrenci miydin? |
He/She was a student. O bir öğrenciydi. |
He/She was not a student. O bir öğrenci değildi. |
Was He/She a student? O bir öğrenci miydi? |
We were students. Biz öğrenciydik. |
We were not students. Biz öğrenci değildik. |
Were we students? Biz öğrenci miydik? |
They were students. Onlar öğrenciydi. |
They were not students. Onlar öğrenci değildi. |
Were they students? Onlar öğrenci miydi? |
Olumsuzluk eki olan ''not'', kısaltılarak kullanıldığı zaman ''wasn't'' ve ''weren't'' olarak yazılmaktadır.
Geniş zamanda olduğu gibi geçmiş zamanda da ''Olmak (to be)'' fiili bir isim, sıfat ya da edatla kullanılabilir.
be + noun | be + adjective | be + prepositional phrase |
---|---|---|
I was a student. |
She was little. |
We were at work . |
Ben bir öğrenciydim. | O küçüktü. | Biz işteydik. |
Geçmiş Zamanda İş - Hareket Bildiren Fiiller
Fiiller bölümünde değindiğimiz üzere, İngilizce'de fiiller dört farklı haliyle karşımıza çıkabilmektedir. Bu hallerden ikincisi geçmiş zamanla birlikte kullanılmaktadır. Bu manada, aşağıdaki cümle iskeleti bu zamanda en çok karşılaşacağımız yapıdır:
- S + V2 + O
Ancak fiillerin ikinci hali de kendi içersinde ''düzenli (regular)'' ve ''düzensiz (irregular)'' olarak ikiye ayrılır. Düzensiz fiiller, mantıklı bir sisteme bağlı olmadan biçim değiştirip farklı bir kelimeye dönüşürken çoğu zaman, düzenli fiiller sonlarına ''-ed'' takısı alır. Lakin ''-ed'' takısı da fiillerin son harf kombinasyonlarına göre ''-d'' ve ''-ied'' olarak ikiye ayrılır.
Aşağıdaki tabloda öncelikle düzenli fiillerde kullanılan ''-ed'' takısının dönüşüm kurallarını inceleyelim:
''-ed'' takısı alan fiiller | ''-d'' takısı alan fiiller | ''-ied'' takısı alan fiiller |
---|---|---|
consonant (sessiz) + vowel (sesli) + consonant (sessiz) ile biten fiillerde son sessiz harf çift yazılarak -ed takısı eklenir: stopped | -e sesli harfi ile biten fiiller yalnızca -d takısı alır: smiled | consonant (sessiz) + -y ile biten fiillerde -y harfi düşültürülerek -ied takısı eklenir: apply = applied Ancak -y harfinden önce bir vowel (ünlü) varsa, -y harfini düşürmeden sonuna sadece -ed takısı eklenir: delayed |
Yukarıdaki tablodaki kuralların dışında kalan diğer düzensiz fiiller ''-ed'' takısı ile kullanılır.
Peki bir fiilin düzenli ya da düzensiz olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Açıkçası bu farkı sistematik bir yolla algılamak söz konusu değil. Belki de en kolay yol, düzensiz fiilleri kavramak; bu fiil türünün listesinde bulunmayan fiillerin düzenli olabileceğini tahmin etmek olabilir. Fakat doğal dil edinim sürecinde bu fiillerin idrak edilmesi bilişsel bir süreci kapsar. Çok sık metin okuyarak farklı fiillerle karşılaşmak da bu fiilleri etiketlemede yardımcı bir unsurdur.
Aşağıdaki tabloda ise en çok kullanılan düzensiz fiilleri ve üçüncü hallerini bulabilirsiniz:
Yalın Hali (v1) | İkinci Hali (v2) | Üçüncü Hali (v3) |
---|---|---|
awake |
awoke |
awoken |
be |
was, were |
been |
beat |
beat |
beaten |
become |
became |
become |
begin |
began |
begun |
bend |
bent |
bent |
bet |
bet |
bet |
bid |
bid |
bid |
bite |
bit |
bitten |
blow |
blew |
blown |
break |
broke |
broken |
bring |
brought |
brought |
broadcast |
broadcast |
broadcast |
build |
built |
built |
burn |
burned or burnt |
burned or burnt |
buy |
bought |
bought |
catch |
caught |
caught |
choose |
chose |
chosen |
come |
came |
come |
cost |
cost |
cost |
cut |
cut |
cut |
dig |
dug |
dug |
do |
did |
done |
draw |
drew |
drawn |
dream |
dreamed or dreamt |
dreamed or dreamt |
drive |
drove |
driven |
drink |
drank |
drunk |
eat |
ate |
eaten |
fall |
fell |
fallen |
feel |
felt |
felt |
fight |
fought |
fought |
find |
found |
found |
fly |
flew |
flown |
forget |
forgot |
forgotten |
forgive |
forgave |
forgiven |
freeze |
froze |
frozen |
get |
got |
got (sometimes gotten) |
give |
gave |
given |
go |
went |
gone |
grow |
grew |
grown |
hang |
hung |
hung |
have |
had |
had |
hear |
heard |
heard |
hide |
hid |
hidden |
hit |
hit |
hit |
hold |
held |
held |
hurt |
hurt |
hurt |
keep |
kept |
kept |
know |
knew |
known |
lay |
laid |
laid |
lead |
led |
led |
learn |
learned or learnt |
learned or learnt |
leave |
left |
left |
lend |
lent |
lent |
let |
let |
let |
lie |
lay |
lain |
lose |
lost |
lost |
make |
made |
made |
mean |
meant |
meant |
meet |
met |
met |
pay |
paid |
paid |
put |
put |
put |
read |
read |
read |
ride |
rode |
ridden |
ring |
rang |
rung |
rise |
rose |
risen |
run |
ran |
run |
say |
said |
said |
see |
saw |
seen |
sell |
sold |
sold |
send |
sent |
sent |
show |
showed |
showed or shown |
shut |
shut |
shut |
sing |
sang |
sung |
sink |
sank |
sunk |
sit |
sat |
sat |
sleep |
slept |
slept |
speak |
spoke |
spoken |
spend |
spent |
spent |
stand |
stood |
stood |
stink |
stank |
stunk |
swim |
swam |
swum |
take |
took |
taken |
teach |
taught |
taught |
tear |
tore |
torn |
tell |
told |
told |
think |
thought |
thought |
throw |
threw |
thrown |
understand |
understood |
understood |
wake |
woke |
woken |
wear |
wore |
worn |
win |
won |
won |
write |
wrote |
written |
Cümle Yapıları:
Geçmiş zamanda, özne farkı olmaksızın, fiilin ikinci hali olumlu cümlelerde kullanılmaktadır. Ancak soru ve olumsuz yapılarda fiil yalın haline döner. Bir cümleyi olumsuz ve soru yapmak için ''do'' fiilini yardımcı fiil olarak kullanmak gerekir. Lakin bu fiilin geçmiş zamandaki hali ''do/does'' yerine ''did'', yani ikinci halidir. Olumsuzluk eki ''not'', ''did not'' veya ''didn't'' olarak kullanılırken, soru yapısında ''did'' öznenin önünde, cümle başında kullanılılır.
Aşağıdaki tabloda bu kuralları somut olarak görebilirsiniz:
Olumlu (Affirmative) | Olumsuz (Negative) | Soru (Interrogative) |
---|---|---|
S + V2 + O | S + did not + V1 + O | Did + S + V1 + O + ? |
Aşağıdaki örnek cümleler ile yukarıdaki kuralları pekiştirebilirsiniz.
Olumlu (Affirmative) | Olumsuz (Negative) | Soru (Interrogative) |
---|---|---|
I went to college. Üniversiteye gittim. |
I did not go to college. Üniversiteye gitmedim. |
Did I go to college? Üniversiteye gittim mi? |
He/She helped a poor family. O, yoksul bir aileye yardım etti. |
He/She did not help a poor family. O, yoksul bir aileye yardım etmedi. |
Did he/she help a poor family? O, yoksul bir aileye yardım etti mi? |
You played the guitar. Gitar çaldın. |
You did not play the guitar. Gitar çalmadın. |
Did you play the guitar? Gitar çaldın mı? |
We made a breakfast for you. Sizin için kahvaltı hazırladık. |
We did not make a breakfast for you. Sizin için kahvaltı hazırlamadık. |
Did we make a breakfast for you? Sizin için kahvaltı hazırladık mı? |
They worked in a factory. Bir fabrikada çalıştılar. |
They did not work in a factory. Bir fabrikada çalışmadılar. |
Did they work in a factory? Bir fabrikada çalıştılar mı? |
Geçmiş Zamanda Zaman İfadeleri
Aşağıdaki zaman ifadeleri, geçmiş zamanla en çok sık kullanılan zaman ifadeleri olup söz diziminde en sonda kullanılmaktadır.
English | Türkçe |
---|---|
yesterday |
dün |
last day/week/month/year etc... |
geçen gün/hafta/ay/yıl vb... |
a day/week/month/year etc... ago |
gün/hafta/ay/yıl vb... önce |